Burun Tıkanıklığı

TEDAVİ ALANLARIBurun Tıkanıklığı

"Bilgilendirme Amaçlıdır."

Burun normal solunum organıdır ve aldığımız havanın ısınmasını, nemlenmesini ve içerisindeki yabancı maddelerin, alerjenlerin ve mikro organizmaların filtrelenmesini sağlar. Bu şekilde ısınmış ve nemlenmiş olarak akciğerlere giden havanın içerisindeki oksijen çok daha iyi bir şekilde kana geçmektedir.

Burnun bu fonksiyonlarını yapmasında en önemli görevi ise alt burun etleri (alt konkalar) yapmaktadır. Alt burun etlerinin çeşitli nedenlerle büyüyerek hava akışını olumsuz etkilemesi ise burunda oluşan tıkanıklıkların en sık görülen nedenidir.

Normal vücut fonksiyonları için çok önemli olan burun solunumundaki kritik rollerinden ötürü özellikle alt burun etlerine yönelik müdahalelerin çok dikkatli yapılması ve bu yapıların normal fonksiyonu sağlayacak şekilde küçültülerek, çok özel durumlar haricinde kesinlikle tam olarak çıkartılmaması gerekmektedir.

Burundaki tıkanıklıklar aynı zamanda ağız solunumuna bağlı sık boğaz enfeksiyonları, boğazda kurumaya bağlı şikâyetler, uyku bozuklukları, horlama ve uyku apnesi gibi problemlere neden olarak da yaşam kalitesini önemli ölçüde bozmaktadır.

Erişkinlerde burun tıkanıklığının en sık nedenleri;
* İki burun pasajı arasında yer alan septum dediğimiz kıkırdak ve kemik yapıdaki perdenin bir tarafa doğru eğik olması,
* Burun girişinde nazal valv olarak adlandırılan bölgedeki problemler, 
* Burun etlerinin büyümesidir. 

Burun içi deviasyonlar, travma ile oluşan burun kırıklarına bağlı olabilecekleri gibi doğum ya da gelişme çağında maruz kalınan ve fark edilmeyen incinmelere veya genetik etkenlere bağlı olarak septumdaki kemik ve kıkırdak gelişme merkezlerinin hasar görmesi sonucunda burnun yaşla beraber büyümesi sırasında septumun anormal gelişmesi ile oluşabilirler.

Alerjik reaksiyonlara bağlı burun mukozası şişmeleri diğer sık görülen tıkanıklık nedenidir. Alerjik nezlesi olan hastalarda tıkanıklığın yanı sıra burunda kaşıntı, hapşuruk ve sulu, berrak burun ve geniz akıntısı da bulunmaktadır.

Burun ve sinüs enfeksiyonları, burun damarlarının dış uyaranlara aşırı reaksiyonları, sinüslerden köken alan polipler, orta burun eti büyüklükleri ve burun içindeki iyi ve kötü huylu tümörler de tıkanıklığa neden olabilmektedir.

Burun Tıkanıklıkları; tıkanıklığa sebep olan hastalık veya zemindeki mekanik sorunun teşhisi sonrası medikal veya cerrahi yöntemlerle tedavi edilebilirler.

Enfeksiyon
Normal bir insan yılda ortalama bir iki kez soğuk algınlığı geçirebilir. Bu gençlerde daha fazla, bağışıklık sistemi gelişmiş yaşlı kişilerde ise daha azdır. Soğuk algınlığı virüsler tarafından oluşturulan bir hastalıktır. Bazı virüsler hava yoluyla geçerken çoğunlukla el, burun yoluyla bulaşır. Virüs bir kere buruna yerleşince vücutta bulunan histamin adında bir kimyasal maddenin salgılanmasına neden olur. Bu madde sonucunda buruna giden kan miktarında belirgin bir artış gözlenir. Sonuç olarak burun zarları şişer. Diğer taraftan burun zarlarından sıvı salgılanması da artar. Antihistaminikler ve dekonjestanlar bu şikâyetlerin azaltılması için kullanılabilir. Fakat soğuk algınlığı zaman içinde kendi kendine geçer.

Virüs enfeksiyonları sırasında burnun ve sinüslerin bakteri enfeksiyonlarına olan direnci azalır. Bu da soğuk algınlığı sırasında neden sıklıkla burun ve sinüs enfeksiyonu görüldüğünü açıklar. Burun akıntısı berrak görünümünden sarı veya yeşile dönerse bu bakteriyel enfeksiyonu gösterir ve muhakkak doktora başvurulmalıdır.

Ani sinüs enfeksiyonlarında burunda tıkanıklık, koyu bir akıntı, hangi sinüsün etkilendiğine bağlı olarak yanaklarda ve üst dişlerde, gözler arasında ve gerisinde veya üzerinde ağrı ve hassasiyet bulunur.

Kronik sinüs enfeksiyonları ağrı yapabilir de, yapmayabilir de. Fakat burun tıkanıklığı ve burun akıntısı sürekli vardır. Bazı hastalarda sinüslerden polip denilen yapılar gelişir. Hastalık aşağı hava yollarına da yayılarak kronik öksürük, bronşit ve astıma neden olabilir. Akut sinüzit genellikle antibiyotik tedavisine cevap verir, kronik sinüzit için ise genellikle cerrahi tedavi önerilir.

Alerji
Saman Nezlesi, Alerjik Rinite verilen isimdir. Alerji; yabancı bir cisim, polen, ev tozu akarı, hayvan atıkları veya ev tozundaki bazı parçacıklara karşı oluşan aşırı enflamasyon yanıtıdır. Bazen besinler de rol oynamaktadır. Polenler ilkbaharda veya sonbaharda sorun yaratırlar. Bunun yanında ev tozu bütün bir yıl boyunca rahatsız edebilir. Bunun ideal tedavisi şikâyetlere neden olan şeylerden uzak durmaktır. Ancak çoğu zaman bu pratik değildir. Alerjik hastalarda, soğuk algınlığında olduğu gibi, vücutta histamin salgılanmasına neden olan parçacıklar sonucunca burun tıkanıklığı ve akıntısı oluşur. Antihistaminik ilaçlar histaminin etkisini önleyerek şikâyetleri ortadan kaldırılabilir. Dekonjestanlar genişlemiş kan damarlarnı büzerek burnun açılmasını sağlar. Antihistaminiklerin büyük çoğunluğu uykuya meyli artırırken dekonjestanlar tam bunun aksi olarak uyarıcı etki gösterir. Bu nedenle bu ilaçları bir arada kullanmak en doğru seçim olacaktır.

Uyarı
Antihistaminik kullanırken uykuya meyili olanların otomobil kullanmaları veya tehlikeli işlerde çalışmaları çok sakıncalıdır. Dekonjestanlar kalp hızını ve kan basıncını artırdıkları için yüksek tansiyonu, kalbin ritim bozukluğu, glokomu ve idrara çıkmada zorluğu olan hastalarda kullanılmamalıdır. Hamileler alacakları herhangi bir ilaç için mutlaka doktorlarına başvurmalıdırlar.

Kortikosteroidler (Kortizon) birçok alerjik hastada belirgin bir şekilde etkindir ancak bilinen yan etkilerinden dolayı muhakkak doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Bunun yanında bu ilaçlar burun spreyi olarak kullanıldıklarında da etkilidirler ve bu kullanım şekli daha güvenlidir. 

Alerji iğneleri en spesifik tedavi yöntemidir ve yüksek düzeyde başarıya sahiptir. Bazan hastanın hangi maddelere karlı alerjik oluşunu anlamak için kan ve deri testleri yapılır. Doktor tedavinin başlangıç şemasını belirleyecektir. Bunlar genelde enjeksiyonlar şeklinde olacaktır.

Bu tedavi insandaki antikorları bloke ederek alerjik reaksiyonun önlenmesi yoluyla etki gösterir. Birçok hasta ilaçların yan etkilerinden dolayı enjeksiyonu tercih eder.

Alerjisi olan hastaların sinüs enfeksiyonu olma eğilimleri daha da artmışdır.

Vazomotor Rini
Rinit, burnun ve burun zarlarının enflamasyonu demektir. Vazomotor kan damarları ile ilgili demektir. Burun zarları çok miktarda genişleme ve daralma yeteneğine sahip atardamar, toplardamar ve kılcal damarlara sahiptir. Normalde bu damarların yarısı açık, yarısı kapalıdır. Fakat kişi ağır egzersiz yapıyorsa uyarıcı etkili hormonların (adrenalin) salgılanması artar. Adrenalin damarların büzülmesine neden olur. Bunun sonucunda zarlar büzülür, hava yolu açılır ve kişi daha rahat nefes alır.

Bunun tam tersi, alerjik atakta veya kişi soğuğa maruz kalınca gelişir. Kan damarları genişler ve burun tıkanır. Alerji ve enfeksiyonlara ek olarak bazı başka nedenler de burun damarlarının genişlemesine sebep olarak vazomotor rinite yol açar. Bunlar arasında stres, tiroid foksiyonlarında yetersizlik, hamilelik, bazı tansiyon ilaçları, doğum kontrol hapları ve dekonjestan ilaçların aşırı veya uzun kullanılması sayılabilir.

Bütün bu nedenlerin başlangıcında burun tıkanıklığı geçici ve geri dönebilir niteliktedir. Yani neden ortadan kaldırılırsa hastalık düzelecektir. Bunun yanında eğer yeterince uzun sürerse, bu sefer de kan damarları elastikiyetini kaybedecek ve olay geri dönülmez bir duruma dönüşecektir. Varisleşmiş damarlara benzerler. Hasta sırtüstü yattığında veya bir tarafına döndüğünde aşağı kısımları kanla dolar.