TEDAVİ ALANLARIAmeliyat Sırasında Kullanılan Teknikler Nelerdir?
"Bilgilendirme Amaçlıdır."
Ameliyat Teknikleri
Burun estetik ameliyatları en çok yapılan estetik amaçlı ameliyatlardandır. Ameliyat süresi, burundaki şekilsel problemin tipine, birlikte bulunabilecek burun içi eğriliği, anatomik varyasyonlar, burun eti büyümesi, kronik sinüzit gibi patolojilere ve uygulanacak cerrahi tekniğe bağlı olarak değişmekle beraber genel olarak 1 ila 3 saat civarında sürmektedir. Ancak kulak, kaburga gibi başka bölgelerden doku alınmasını da gerektiren özel durumlarda bu süre daha uzun olabilmektedir.
Cerrahi Teknikler
Rinoplasti ameliyatlarında kullanılan başlıca teknikler şunlardır;
• Mikrorinoplasti
• Tipplasti
• Açık Rinoplasti
• Kapalı Rinoplasti
• Piezo Ultrasonik Rinoplasti
• Dorsum Koruyucu Cerrahi
Aslında temel olarak bu ayrımlar kapalı ve açık olarak yapılabilmektir. Genellikle diğer ayrımlar müdahale bölgesine ve kullanılan cihazlara göre farklılık gösterebilmektedir.
Günümüzde estetik ameliyatların çok popüler hâle gelmesi ve pazar kaygıları ne yazık ki doktor arkadaşların bu konuda yapılan işlemlere yeni isimler ve sanki kendi buldukları bir yöntem şeklinde pazara sunmalarına yol açmaktadır.
İyi bilmek gerekir ki cerrahi işlemlerde tek bir doğru veya mucizevi yaklaşım bulunmamaktadır. Her yaklaşımın kendine göre avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. Önemli olan hastayı ve sorunu doğru analiz ederek uygun yaklaşımı doğru bir şekilde uygulamaktır.
Mikrorinoplasti
Burun sırtında az miktarda şekil bozukluğu olan ve burnun üst kemik kısmı geniş olmayan hastalarda mikrorinoplasti tekniği kullanılabilmektedir. Bu teknikte burun içinden yapılan kesilerle burun sırtına ulaşılmakta ve özel tıraşlayıcı sistemler kullanılarak burun sırtına şekil verilmektedir. Yapılan müdahale oldukça sınırlı olmakta, burun sırtına doğal yuvarlak şeklini vermeye yönelik yan burun kemiği kırıklarına gerek olmadığı ve burun ucuna müdahale çok sınırlı olduğu için iyileşme genellikle göz çevresinde morarma ve şişme dahi olmadan çok kısa zamanda tamamlanabilmektedir. Mikrorinoplasti tekniğinde başarılı olmanın en önemli şartı uygun hasta seçimi, ayrıca hasta ve doktorun ameliyattan beklentilerinin ameliyat öncesinde gerçekçi olarak ortaya konulmasıdır.
Tipplasti (Burun Ucu Estetik Ameliyatı)
Burnun kemik yapılarına herhangi bir müdahale yapılmadan sadece kıkırdak yapıdaki uç kısmının şekil bozukluklarını düzeltmek amacı ile yapılan ameliyatlar tipplasti olarak isimlendirilmektedir. Tipplasti ameliyatı ile burun ucu düşüklüklerini ve asimetrilerini düzeltmek, dolgun burun uçlarını küçültmek, burun profil görünümündeki uç noktasını belirginleştirmek veya burun girişini daraltan kıkırdak açılanmalarını düzeltmek mümkün olmaktadır. Ameliyat sırasında kemik yapılara müdahale yapılmaması nedeni ile ameliyat sonrasında gözler çevresinde şişme ve renk değişikliği genellikle izlenmemektedir. Burun üzerinde bir haftalık bir bandaj uygulaması yeterli olduğundan tipplasti ameliyatı sonrasında hastaların normal günlük yaşantılarına dönmeleri oldukça hızlı olmaktadır. Bu konuda dikkat edilmesi gereken yalnız uç kısmına odaklanmamak, genel burun yapısını da değerlendirmektir. Eğer burun ucu ile dorsum arasındaki ilişki iyi değerlendirilmeyip iki bölgeye de müdahale yapılmazsa yeterli sonuç elde edilemeyebilir.
Açık Rinoplasti
Burun ucunda şekilsel bozukluk ya da asimetri olan, daha önce ameliyat olmuş veya estetik ameliyatla beraber aynı seansta burun içindeki septumun eğikliğine (deviasyon) müdahale edilmesi gereken hastalarda en ideal yaklaşım açık rinoplasti tekniğidir. Rinoplasti yapılacak hastaların çoğunda burun ucuna da müdahale edilmesi gerektiği için açık rinoplasti günümüzde en fazla tercih edilen cerrahi teknik olmaktadır. Açık kapalı tercihinde hastanın burun yapısı, cerrahi tecrübesi, revizyon olup olmaması gibi birçok faktör önemli olmaktadır.
Açık rinoplasti ameliyatında iki burun deliği arasındaki bölgenin orta kısmından yatay bir kesi yapılarak ameliyata başlanmakta ve burun derisi bu yolla kaldırıldıktan sonra burun ucunu oluşturan bütün kıkırdak yapılar ortaya konularak ameliyat direkt görüş altında yapılmaktadır. Bu şekilde yapılan ameliyatta simetrinin tam olarak sağlanmasının yanı sıra ihtiyaç olan bölgelere kıkırdak destekler yerleştirilip dikişlerle sabitlenebildiği için ameliyat sonrasında burnun ya da burun ucunun şekil değiştirmesi, burun ucunun düşmesi, burun içi septumun kayması gibi riskler en aza indirgenmektedir.
Açık teknikte burun içi kıkırdak perdeye (septum) tam olarak hâkim olunabildiği için bu yapıdaki özellikle burun sırtına yakın olan eğiklikler uygun yöntemlerle, gerekirse kıkırdak parçalar eklenerek tam olarak düzeltilebilmekte, daha önceki ameliyatlarda oluşan kıkırdak eksiklikleri tam ve simetrik olarak onarılabilmektedir. Açık teknik ameliyatlarda burun uç kısmında yapılan kesi uygun teknik ve materyallerle kapatıldığında yaklaşık 1 buçuk ila 2 ay içinde genellikle fark edilmeyecek şekilde hemen tamamen iyileşmektedir.
Kapalı Rinoplasti
Burun ucunda ve septumunda belirgin problemi olmayan, asıl şikâyeti burun sırtında kemik ve kıkırdak çıkıntı (dorsal hump) olan veya önceki ameliyatı takiben burun sırtında basit yüzeyel düzensizlikler kalmış olan hastalarda kapalı rinoplasti tekniği tercih edilmektedir.
Bu teknikte burun delikleri içinden yapılan kesilerle burun sırtına ulaşılmakta ve buradaki şekilsel bozukluklara gereken müdahaleler yapılmaktadır. Kapalı teknik uygun seçilmiş hastalarda ameliyatın daha kısa sürede yapılmasını sağlamakta, burun ucunda çok az miktarda ödem oluşması nedeni ile iyileşme daha kısa sürmektedir.
Piezo Rinoplasti (Ultrasonik Rinoplasti)
Burun estetiğinde ultrasonik dalga kullanımı, ilk olarak ağız ve diş sağlığı ile ilgili cerrahi müdahalelerle başlamıştır. Bu yaklaşım ses dalgalarının yarattığı yüksek hızda titreşim ile kemiklerin kesilmesini amaçlamaktadır.
Bu cihazın burunda kullanımıyla piezo veya ultrasonik rinoplasti kavramı ortya çıkmıştır.
Bu cihaz yalnızca kemik yapı üzerinde etkili olup kemik şekillendirilmesinde yararlı olmaktadır. Diğer burun yapılarına kıkırdak, uç kısım gibi yapılara müdahale klasik yöntemlerle yapılmaktadır.
Yumuşak dokulara hasar vermeden operasyonu gerçekleştirme imkânı sunduğu için yara ve kanama riski oluşmamaktadır. Yumuşak doku hasarı oluşmadığı için de burun estetiği sonrası morluk ve ödem oluşma riski de düşük olmaktadır. Bu sayede hastanın iyileşme süresi çok daha kısa sürmektedir.
Ameliyat Sonrası
Özel durumlar dışında buruna tampon konulması gerekmediğinden çoğu hasta da ameliyat tamponsuz olarak yapılabilmektedir.
Burun dışına uygulanan plastik alçı ameliyattan sonra 5 ila 7 günde genellikle çıkarılmakta üstüne konan bandaj 10 güne kadar yenilenerek uygulanmakta, 10 ila 14. günlerde çıkartılmaktadır.
Burnun hareket etmeyen bir yapı olması nedeni ile ameliyat sonrası ciddi ağrı olmamakta basit ağrı kesiciler genellikle yeterli olmaktadır.
Ameliyat sonrası fazla sıcak olmayan bir ortamda ve baş hafif yüksek olarak istirahat edilmesi önerilir.
İlk 24 ila 36 saatte gözler üzerine aralıklı soğuk tatbiki yapılması şişlik ve morlukların artmaması ve daha çabuk normale dönmesi için faydalıdır.
İlk hafta içinde burunda olabilecek kabuklanma ve tıkanmalar için 1-2 kez kontrole gelmek gerekebilir.
Burun estetik ameliyatı sonrasında iyileşme zamanla olmakta ve tamamlanması yapılan ameliyatın tipine göre 6 ila 12 ayın az olduğu, kısa ve iyi olduğu söylenmektedir. Ancak pratikte de cihazın kullanılabilmesi için daha geniş bir bölge açılmakta ve aslında morarma az olmakla beraber ödem ve şişlikler daha uzun sürebilmektedir.
Sonuç olarak piezo cerrahi kemik müdahalelerinde yararlı olmakla beraber ameliyat sonucunu tek başına belirleyen bir etken değildir. Burada yine cerrahın tecrübesi, uygun hastalarda uygun yaklaşımı sergileyip dokulara saygılı yaklaşımı en üst düzeyde önem taşımaktadır.
Dorsum Koruyucu Cerrahiler (Push Down - Let Down Rinoplasti)
Rinoplasti ameliyatlarında iki temel yaklaşım bulunmaktadır. Bunu üç katlı çatılı bir eve benzetebiliriz. Bu üç katın yüksekliğini azaltarak iki katlı çatı katı da olan bir eve dönüştürmeye çalışmayı kabaca rinoplasti ameliyatına benzetebiliriz. Bunun için iki temel yöntem kullanılabilir. Çatı katını ve üçüncü katı alarak çatı katını yeniden oluşturmak, ki bu yöntem Joseph tarafından bu yüzyılın başında tarif edilen klasik rinoplastiyi temsil etmektedir. Diğeri ise Cottle tarafından tarif edilen dorsum koruyucu cerrahidir. Bu yaklaşım binada birinci veya ikinci katı ortadan kaldırıp çatı katını diğer katın üstüne getirmeyi amaçlamaktadır.
İki yöntemin de kendine göre zorlukları ve avantajları olduğu aşikârdır.
İlk yöntemde bozduğunuz çatı katını yeniden inşa etmeniz gerekmekte ve bunu istediğiniz düzgünlükte yapmanın bazı zorlukları olmaktadır. Ama avantaj olarak yüksekliğini ve genişliğini isteğinize göre yeniden şekillendirebilmektesiniz, eğer önceden duvarlarda eğrilikler varsa bunları rahatça düzeltebilmektesiniz.
İkinci yöntemde çatı katında herhangi bir değişiklik yapmayacağınız için buranın yani rinoplastide burun sırtının düzgün olması yüksekliğinin fazla olmaması, herhangi bir eğriliğinin olmaması gereklidir. Eğer bunlara dikkat edilmezse düzgün bir sırt yapısı yerine yüksek ve/veya eğri bir sonuçla karşılaşılabilir.
Sonuçta burun ameliyatlarında mucize yöntemler yoktur. Her burun ve yüz şekli farklıklar içerdiği için yaklaşımlarda buna uygun çeşitlilikler içermelidir.