Burun Estetiği (Rinoplasti)

TEDAVİ ALANLARIBurun Estetiği (Rinoplasti)

"Bilgilendirme Amaçlıdır."

Burun Estetiği, diğer adıyla Rinoplasti, burnu fonksiyonel ve estetik açıdan daha iyi hâle getirmek amacıyla burnu yeniden şekillendirme ve yapılandırma ameliyatıdır. 

Burnun, yüzün tam merkezinde bulunması sebebiyle yüzün görüntüsünde çok önemli bir rolü vardır. Burundaki en ufacık bir değişiklik bile yüz görünümünü etkileyebilir. İnsanlar genellikle, ideal olarak gördükleri burun şekline kavuşmak için rinoplasti ameliyatı olmak ister, oysaki her burnun kendine özgü bir şekli vardır. Estetik burun ameliyatı; kişinin yüz, cilt, kıkırdak ve burun anatomisine göre planlanmalıdır. Burun iskeletiyle çevre dokuları yeniden şekillendirerek kişinin yüzüne uygun ve orantılı hâle getirmek hedefiyle kişinin yüz görünümünü bütünsel olarak en iyi tamamlayacak burun şekli ortaya çıkarılmalıdır. Hiçbir burun birbirine benzemez dolayısıyla yapılacak olan işlemler de birbirinden farklılık gösterebilir.

Ameliyat öncesi görüşme, hastanın beklentilerinin ve hekimin bu beklentilerin ne kadarını karşılayabileceğinin ortaya konulması açısından büyük önem taşımaktadır. Hastalar genellikle sosyal, kültürel, toplumsal vb. etkilerle gelişmiş olan kendi güzellik algılarına göre hareket eder ve güzel bir burnun nasıl görünmesi gerektiğine dair içgüdüsel görüşleri vardır. Burun estetiği; yaptıran kişiye kozmetik açıdan önem arz ederken, yapan hekime de hastanın, toplumun ve hekim olarak bizzat kendisinin beğeneceği bir burun yaratmak, aynı zamanda burnun fonksiyonel özelliklerini koruyabilmek açısından ek önem arz eder. 

Hekim, rinoplasti adayının dikkate aldığı noktaları belirleyerek hastasının gerçekçi beklentileri veya sıra dışı görüşleri olup olmadığını anlamaya ve ameliyat öncesinde burunda düzeltilmesi gereken deformiteleri belirlemeye çalışır. Bunu yaparken kişisel yargılarını, belirli kuralları, oranları, açıları ve geometrik ilişkileri göz önünde bulundurur. Kıkırdakların yapısını, var olan izleri; hastanın yaşını, cinsiyetini ve cildinin karakterini değerlendirir. Estetik ve anatomik değerlendirmeler sonucunda ameliyat planını hazırlar, hastanın ideal bir buruna sahip olması için bu plana uygun tekniği seçer.

Rinoplasti, yüz estetik ameliyatlarının zor olanlarındandır. Her yüzün kendine ait benzersiz karakteristiğine meydan okunur. Esas zorluk, burun fonksiyonunu korurken ya da onarırken, yüzün bireyselliğine uygun olarak burun şeklini düzeltmektir. Başarılı sonuç, iyi bir hasta hekim ilişkisi ile sağlanır.

Anatomi
Burnun hem yatay hem de dikey planda yüzün ortasında bulunması onu cazibenin merkezi yapmıştır. Burun dıştan içe sırasıyla cilt, cilt altı, kaslar, kemik-kıkırdak iskelet, mukozadan oluşmuştur. Burun içerisinde orta hatta septum adı verilen kıkırdak ve kemikten oluşan bir duvar mevcuttur. Dış duvarlarında ise konka adı verilen ve solunum havasını ısıtıp nemlendiren işlevsel yapılar bulunur. Cilt kalınlığı rinoplasti sonuçlarını belirleyen en önemli unsurlardan biridir. Kemik-kıkırdak iskelet ameliyat sırasında değişir. İnce deri altındaki bütün değişiklikleri gösterir iken kalın deri yapılan değişikliklerin görülmesini engelleyebilir. Daha iyi bir sonuç için orta cilt kalınlığı en iyisidir.

Rinoplastide Amaç Nedir?
Ameliyatın ana amacı yüzle uyumlu doğal ve daha iyi görünen bir burun oluşturmaktır. Bununla birlikte burnun fonksiyonel özelliklerini koruyabilmek de büyük önem taşımaktadır çünkü burnun solunum sisteminde önemli rolü vardır. Burun ameliyatında burnun yeni şeklini oluştururken, burun içi kıkırdak, doku ve kemiğin üstlendiği nefes alma fonksiyonunu da bozmamak gerekir. Ayrıca burun tıkanıklığına sebep olan durumlar varsa da düzeltilmesi gerekir. Bu sebepten rinoplasti, yapan hekimin beceri ve tecrübesiyle bağlantılı bir estetik operasyondur. Ameliyatın sonucu sadece hekimin yeteneğine ve deneyimine bağlı değildir. Hastanın yaşı, genel sağlık durumu, cilt durumu, kemik iskeleti, sigara içme, yara iyileşmesi ve anatomik yapısı ile de ilgilidir.

Burun Estetiği Ameliyatı Hangi Yaşta Yapılmalıdır? 
Rinoplasti genellikle 18 – 35 yaş arasındaki genç erişkinler tarafından talep edilen, 5 – 6. dekatlara kadar başarı ile uygulanabilecek bir ameliyattır. Burun tıkanıklığının ileri düzeyde olduğu durumlarda ameliyat daha erken yaşlarda da yapılabilir.

Rinoplasti Burundan Nefes Almayı Etkiler Mi? 
Estetik bir burun elde ederken burnun fizyolojik işlevlerini korumak çok önemlidir. Bir başka ifadeyle, estetik görünüm için burnun ileri derecede önemli olan fonksiyonları feda edilmemelidir. Normal şartlarda rinoplasti burun tıkanıklığına neden olmaz. Nazal septum burnu iki eşit parçaya böler ve esas destek mekanizmayı oluşturur. Septum deviasyonu genetik nedenli ya da travma nedeni ile oluşabilir. Ayrıca yan burun duvarından kaynaklanan konkaların büyümesi de solunum problemlerine neden olabilir. Burun içini örten mukoza, alerji, sigara içimi gibi nedenlerle büyüyebilir, şişebilir. Tüm bu nedenler hastada burun tıkanıklığı oluşturabilir. Bu açıdan hastalar muayene edilmeli ve muayene bulguları hastaya anlatılmalıdır. Tıkayıcı tüm nedenler ameliyat sırasında düzeltilmelidir çünkü rinoplasti sonrası hava pasajı %10 ila %20 oranında daralmaktadır.

Ameliyat Öncesi
Hastanın, ameliyatı gerçekleştirecek doktorla görüşmeden önce hastayı bu ameliyata yönlendiren tüm şikâyetleri belirlemesi çok önemlidir.

Estetik olarak düzeltilmesi istenen problemlerin yanı sıra hasta tarafından burundan nefes almada sorun olup olmadığı, burun akıntısı, genize akıntı ve baş ağrısı şikâyetlerinin olup olmadığının belirlemenmesi, ameliyat sırasında burun bölgesindeki diğer problemlerin de saptanarak çözülmesinde doktora yardımcı olacaktır.

Burun şekliyle ilgili olarak hastanın belirlediği sorunları ve yapılmasını istediği değişiklikleri doktoruyla mutlaka tartışması gereklidir. Hastanın ameliyattan beklentilerinin mevcut yüz estetik oranları ve normal burun fonksiyonları ile uyuşup uyuşmadığı aynı zamanda cerrahi tekniklerle olabilirliği hekim tarafından net olarak ifade edilmelidir. Ameliyat sonrası hayal kırıklığı oluşmasını engellemek bu tartışmanın yeterince yapılması ve ameliyatı yapacak doktor ile yapılması planlanan değişiklikler konusunda karşılıklı mutabakat sağlanması ile mümkün olacaktır.

Hastanın çekilen fotoğrafları üzerinde dijital görüntüleme teknikleri ile ameliyatın olası farklı sonuçlarına yönelik görsel bilgilendirme yapılması, burun profilinin, burun ucunun ve burun deliklerinin şekli hakkında hastanın karar vermesini kolaylaştırmaktadır.

Ameliyattan önce hastanın fotoğrafı çekilmelidir. Hekim ön bakış, 2 yan, 2 oblik ve tabandan olmak üzere 6 farklı yönden fotoğraflama yapar. Hastanın durumuna göre ek fotoğraflama yapılabilir. Ameliyattan 6 ay ve 1 yıl sonra tekrar fotoğraflamak gereklidir.

Endonazal (kapalı) ve eksternal (açık) yaklaşım olmak üzere rinoplastide iki ana yaklaşım mevcuttur. Endonazal yaklaşımda tüm insizyonlar burun içinden yapıldığı için ciltte yara izi oluşmaz. Eksternal yaklaşım getirdiği avantajlar nedeni ile popüler bir yaklaşım olmuştur. Bu yaklaşımda burun deliklerinin en dar yerinden geçen V şeklinde insizyon yapılır. Gözle görülür bir iz bırakmayan bu yöntem, doktorların %90’ı tarafından tercih edilmektedir. Deneyimli hekimler tarafından yapılan endonazal yaklaşım ile de iyi sonuçlar almak mümkündür. Sonuç olarak hangi yaklaşımın tercih edileceği tamamen hekim ile ilgili olup hasta açısından bir olumsuzluğa neden olmaz.

Hasta, ameliyat öncesi aspirin ve benzeri kanamaya yol açabilen ilaçlar içmekten kaçınmalıdır. Ağrı olursa parasetamol ya da asetaminofem kullanılabilir. Sigara içilmemelidir çünkü nikotin kan dolaşımını bozarak yara iyileşmesini etkiler. Kan testleri, EKG ve akciğer filmi çektirilmelidir. Ameliyattan birkaç gün önce ve birkaç hafta sonra alkol alınmamalıdır çünkü konjesyona ve kanamaya neden olmaktadır.

Ameliyat Ortamı
Hasta ve doktorun tercihine göre lokal anestezi altında, sedasyon eşliğinde ya da genel anestezi altında yapılabilir. Ameliyat mevcut burun deformitesine göre 1 saat ve 6 saat arasında sürebilir. Hekim yapmayı planladığı değişiklikleri hastasına detayları ile anlatmış olmalıdır. Endonazal veya eksternal yapılabilecek insizyonları takiben septum deviasyonu (burnun orta kısmındaki duvarın eğriliği) düzeltilerek ameliyata başlanır. Bu işlem fonksiyonel açıdan önem taşır. Septum deviasyonu düzeltildikten sonra ameliyat öncesinde yapılan plana göre tüm deformiteler tek tek düzeltilir. Burun sırtında hump (kemer) var ise çıkarılır, düzensizlikler giderilir, gerekiyorsa burnun kemik yan duvarları kırılarak burun sırtında gelişen açıklık kapatılır. Burun ucundaki kıkırdaklara yönelik müdahaleler yapılır. Septumdan elde edilen kıkırdaklar ameliyat sırasında çeşitli düzeltmeleri yapmak, dokulara destek olmak veya istenilen şekli vermek için kullanılır. Hasta daha önce başka bir burun ameliyatı geçirmişse ve burun içerisinde yeterli miktarda kıkırdak bulunmuyorsa bu kıkırdaklar kulak veya kaburgadan da elde edilebilir. Başlangıçta yapılan kesiler dikilerek kapatılır. Ameliyat sonrası burun içine tampon konmayabilir, tamponun gerek görüldüğü aşamalarda da hastanın rahat nefes alabileceği silikon yapılı tamponlar tercih edilir. Böylece hasta ameliyat sonrası nefes almakta güçlük çekmez ve daha rahat bir dönem geçirir. Burun sırtı flasterlenerek alçı veya özel kalıplarla korumaya alınır ve ameliyat sonlandırılır.

Ameliyattan Sonra Yapılması Gerekenler
* 2 ya da 4 yastıkla, baş yukarda yatılmalıdır. 
* Çok sıcak gıdaların buharı kanamayı ve burun tıkanıklığını artıracağı için, özellikle ilk hafta çok sıcak gıdalar tüketilmemelidir.
* İlk 2 gün üst dudak üzerine yapıştırılacak gazlı bez, oluşabilecek kanamanın hastanın üzerini kirletmesini engeller.
* Göz çevresine ve yanaklara uygulanacak soğuk jeller ya da buz, şişliği ve morluğu azaltacaktır. Bunu 72 saate kadar uygulayabilirsiniz.
* Ameliyatı takip eden ilk günlerde çok sert gıdalar çiğnenmemeli, daha yumuşak gıdalar tercih edilmelidir.
* Ameliyattan sonraki 2 gün yatak istirahati gerekli olabilir.
* Ameliyat sonrası 2 hafta spor yapılmamalıdır.
* Pansumanlar ıslatılmadan yüz yıkanabilir. 1 hafta boyunca saçlar yıkanmamalıdır, eğer hastaya yardımcı olacak birileri var ise kuaförde saç yıkatır gibi yıkanabilir. Burun tamponları ve dış pansuman ıslatılmamalıdır.
* 1 hafta boyunca sıkı kıyafet giymekten kaçınılmalıdır. 
* 6 hafta boyunca güneşten ve güneş ışınlarından korunulmalı, aksi hâlde yüzdeki şişliğin düzelmesi uzun sürecektir.
* 1 ay boyunca yüzülmemelidir, bu travmaya neden olabilir.
* Ameliyattan 3 ila 4 gün sonra yüzde şişkinlik oluşabilir. Büyük oranda 2 ila 3 hafta içinde şişlik azalacaktır ama bazı vakalarda azalan şişlik 12 ila 18 ay sürebilir.
* Ameliyattan sonra oluşan morluklar 2 hafta kadar sürebilir. Genellikle 10. günden sonra kaybolur, daha uzun sürerse kapatıcı makyaj yapılabilir.
* Sadece hekimin önereceği ilaçlar kullanılmalıdır. 
* 4 hafta boyunca gözlük kullanılmamalıdır.
* Ameliyattan 2 gün sonra lens kullanılabilir. 

Doktor hastasını ilk 3 hafta daha sık olmak üzere hastanın ihtiyacına göre belli aralıklarla muayene eder. Rutin takip protokolü hastayı 6. hafta, 3. ay, 6. ay, 1. yıl ve daha sonra yılda 1 defa kontrol etmek şeklindedir. Bu protokol ile hasta ve cerrah beraberce ameliyat sonuçlarını değerlendirebilmektedir.